Bazen uyuyamazsın kardeş,
Göğsünü sarar kara bulutlar
Gözlerin kapanmak istemez..
Karanlıktır seni ayık tutan
Bakarsın derin derin gecenin kalbine
Olmamışlığı , bitmemişliği görürsün..
Eksik kalan bir şeyler vardır kalbinde
Korkarsın kardeşim...
Perişanlıktan korkarsın..
Acıdan , aşktan korkarsın..
İşte bu yüzden geceler zindan olur sana
Bu yüzden uyuyamazsın bazen..
Bu şiirimi İlker kardeşime ithaf ederim...
muhtar bey
Genç Bilen Hasdemir
Biraz sevdaya, biraz da alkole meyilli. Arada bir aşık, yer yer arızalı, ha bir de turuncudan iz taşıyan tok bir sarıyla vişneye çalan koyu kırmızıya sevdalı...
tugay
"burada doğdum, burada öleceğim."
mare nostrum
elbette türkiye'de de en uzun koşuysa devrim,
o onun en güzel yüz metresini koştu...
komşu mahleler
-
Okan'ın Pisliğine Yeşil'in Diktiği Tüy; GALA 3-3 Kasımpaşa - Dünya yıldızlarıyla, takımın en kötü oyununu oynadığı bir maçın 30.dakikasında 3-0'a getirdiği, 3-3, bitirdiğin, hatta 5 dakika daha olsa kesin 3-4' yeni...1 ay önce
-
Unwetter / Vk8kywuj98xjwm - Alleine in frankfurt waren mehr als 200 einsätze fällig, ebenso im raum fulda. - *Unwetter / Vk8kywuj98xjwm - Alleine in frankfurt waren mehr als 200 einsätze fällig, ebenso im raum fulda.*. Seid besser zurück, bevor das unwetter los...3 yıl önce
-
Rbx.4You.Run Hack Roblox Com - Rbx.4You.Run Hack Roblox Com [image: Alt/Text Gambar] [image: NEW ROBLOX JUNO LEVEL 6 HACK/EXPLOIT SCRIPT EXECUTOR! -] [image: HOW TO HACK DIAMONDS!! (Robl...5 yıl önce
-
Prometheus Aklı ve Tanrıların Kibri - Orhan Hançerlioğlu, meşhur Düşünce Tarihi adlı eserinde Yunan mitolojisinde insanın hangi iktidar ilişkilerinin ve çatışmalarının sonucunda yaratıldığını ç...8 yıl önce
-
Prandelli hakkında gerçekler!!! - Dört yıl sonrasından selamlar. Bu kadar zaman sonra neden buraya yazmak istediğim gibi kişisel konular üzerinde hiç durmadan direkt konuya gireyim. Konumu...10 yıl önce
-
vecihi sendromu - geçen burada otururken bir portekizli arkadaş (enternasyoliz ya gari portekizli arkadaslarimiz, ispanyol yarenlerimiz, italyan canolarimiz var) "ben adam...11 yıl önce
-
Her Şeyin Sonu = Her Şeyin Başlangıcı - Her şey sona erer. Bu da demektir ki her şey yeni başlıyor. Herkes özgürdür değil mi? Amiyâne tabirle, bizim kitabımızda gidene kal, gelene git denmez. Bır...14 yıl önce
-
-
konu komşu ziyareti
Blogger templates
Nasıl yazmayayım ulan...
İstanbul'a bakıyorum...
Bir nargile içimi oyalanıyorum..
Bulutlar çırpınıyor , ağlamamak için zor duruyor
Etrafta sis.. sevdasını saklamaya çalışıyor..
Nasıl yazmayayım...
Kalp kafesinden çıkacak gibi..
Elim ayağım titriyor..
Dalgalar altımdan tokat gibi kayalara çarpıyor.
Bugün başka bir coşuyor şehir..
Nasıl yazmayayım..
Yukarı bakıyorum...
Dolunay gecenin reisi
Bulutların arasından göz kırpıyor
Sanki önceden anlaşmışlar gibi
Hiçbir şey yerinde durmuyor..
Nasıl yazmayayım ulan..
Boğazda balıkçı çağırıyor,
Bi ufak aslan sütü açıyor ,
Mezgit ızgarada kızarıyor..
Beyaz peynir hadi diyor , dertler ardı arkasına geliyor..
Nasıl yazmayayım ulan...
Lodos geliyor lodos, deli deli esiyor
Yan bahçedeki zambaklar kokuyor...
Aklımı başımdan alıyor...
Kalem melün melün suratıma bakıyor..
Nasıl yazmayayım ulan!
Şiir olsaydım keşke,
Her mısramda derinden vursaydım okuyanı,
Sade bir şiir olsaydım,
Şairin gönlünü kağıda boşaltsaydım...
Sevda olsaydım keşke,
Ansızın çıkıp konsaydım,
Zavallı bir insanın kalbine..
Uykusuz gecelere sebep olsaydım..
Gece olsaydım keşke,
Güneşe inat, ay ile sevişseydim,
Sevdayı , sevdalanan kalpleri delirtseydim,
Alkolü arkadaş belleseydim.
Alkol olsaydım keşke,
İçtin mi dertleri kederleri ortaya dökseydim,
Bazen de unuttursaydım tüm boktan şeyleri,
Müzikle beraber , doyasıya içilseydim...
Şarkı olsaydım keşke,
Notalarımı bıçak gibi saplasaydım
Bir deli şairin bir o kadar da deli şiirini,
Melodiyle birleştirip
Aşkları harmanlasaydım...
Ama ben yağmur oldum...
Fırtınayla ortaya çıkıp, rüzgarla savruldum...
Bir gözyaşıyla karışıp,
Aşkı için dolan gözlerden, dudaklara süzüldüm...
Sonra deniz oldum,
Dalgalarımla taşlara kayalara sevdayı vurdum...
Okyanuslara karıştım,
Nice sevdaları , nice kıtalara taşıdım...
Ben bir yara oldum,
Şairin gönlündeki sızlayan yara..
Maziye dalarım zaman zaman,
Yıkık umutlara , sonsuz sevdalara bezenmiş
Mazlum bir kalp hayal ederim..
Faili meçhul bir cinayettir bu...
Sevgiyle kudurmuş , acıyla kavrulmuş
Zavallı bir yürektir bu.
Apansız sönmüştür ateşi ,
Gelip geçmiştir bu şerefsiz sevdaların
Hain mermileri.
Delirmişçesine, kudurmuşçasına, son bir umutla,
Yeniden çarpmak ,
O büyük yangını tekrar başlatmak için,
Son bir çaba verir,
Lakin yara mühimdir..
Öyle kolay değildir yeniden harlanmak,
Marazlanmak kara bahtına karşı...
Ansızın susuverir yürek,
Kuytuda bir yelkovan kuşu havalanır,
Harmanladığı sevgi tüylerini,
Mavi semadan bırakır...
O an tekrar kanlanır ,
Fakat mecali , o eski deliliği kalmamıştır.
Buruktur , hem de onanmaz bir şekilde...
Olmaz, sevemez tekrar hiçbir şeyi,
Kalır bir yerlerde o serseri merminin izi,
Keşke silebilseydi o vahşi geçmişi...
Ben ateşte yanan meşeyim,
Ben çayda eriyen şekerim,
Ben yazmaktan tükenmiş bir kalemim,
Umarım hiçbir şey anlamamışsındır...
Hep biz şiir yazıp yürek yakacak değiliz ya. Artık sevdiğim şarkılar ve şiirleri yazayım biraz. Zülfü Livaneli'nin bestesiyle Ahmet Çuhacı'nın şiiri yardımcı olsun bize....
Bir şafaktan bir şafağa
Bir akşamdan bir akşama
Merhaba demeden daha
Bu gitmeler gitme değil.
Eğil salkım, söğüt eğil
Bu benimki sevda değil
Eğil yağmur, rüzgar eğil
Bu benimki sevda değil.
Eğil dalga, bükül demir
Güzelliğin gerçek değil
Pencerem kör, kapım kitli
Bu bendeki seyir değil.
Çağrışım yaptırmalı bu şiir sana ,
Bilmelisin...
Senin için çırpınan bu genci ,
Görmelisin...
İçinde yanan kor kor ateşi ,
Hissetmelisin...
Sen de en az benim kadar ,
Sevmelisin...
Yüzünde tatlı bir tebessüm oluşmalı şimdi ,
Gülmelisin...
:)
Gece 2:30 da kaybettim yüreğimi...
Haince bir saldırıydı bu.
Ayışığı planlamıştı ,
Yıldızlar şahidimdi..
Önce bembeyaz bir martı kondu
Sahildeki kocaman kayaların üstüne,
Ardından acıklı bir türkü
Radyodan duyuldu...
İlk kurşunu,
Orda yedi zavallı yüreğim.
Dedim ya, her şeyi ay ışığı planlamıştı...
Bir vapur belirdi uzakta,
Kayaların üstündeki martı gibi
Bembeyaz vapur , bembeyaz ışıkta,
Aşk gibi parıldıyordu.
Yüreğime ikinci darbeyi vurdu.
Dayanmakta güçlük çekiyordu artık,
Ta ki bulutların da
Bu planın içinde olduğunu öğrenene kadar...
Sıcacık gecede önce bir şimşek çaktı,
Ardından sicim gibi yaz yağmuru başladı.
Gözyaşlarımın ıslatamadığı yüreğimi ,
Yağmur ıslattı.
Ayışığı planlamıştı bu haince saldırıyı...
Hazırlıksız yakalanmıştı yürek.
Ey deli çocuk,
Sevdayı anlaman için,
Şair mi olman gerek?
Haykırırcasına yazmak geliyor içimden...
Kalbimin dellendiği şu anlarda
Yazamamak , sevdamı
Yirmi dokuz tane latin harfine dökememek,
İçimi burkuyor.
Yazamıyorum...
Ey beyaz sayfa!
Oysa ki ne umutla çıkmıştın karşıma ,
Ey kurşun kalem!
Kendini bana teslim etmiştin...
Bu deli çocuğun bir o kadar da deli yüreğine,
Tercüman olmak için..
Nice kelimelerden , nice anlamlar oluşturmak için,
Okunduğu anda kalplere bıçak gibi saplanan ,
Bir şiir yazmak için...
Olmadı be kağıdım kalemim,
Yapamadık bu sefer...
İnsan bazen anıları canlandırmak , eskiden yaşadığı mutlu veya mutsuz anları hatırlamak ister. Ben de Meksika maceramı hiç bir zaman unutamadım ve unutamayacağım. O unutulmaz 9,5 ay için herkese sonsuz teşekkürler...
A veces , la gente quieren revivir los buenos tiempos. Yo nunca olvide y no puedo olvidar mi adventura de México. Muchas gracias todos para maravilloso 9,5 meses.
¡¡¡ VIVA MÉXICO CABRONES !!!
İstanbul, aşkların başkenti...
Ağustosun akşamında
Karaköy'den binersen
Martıların yarenine,
Marmara Denizi'nin nice dertlerini
Kıtadan kıtaya taşıyan beyaz meleğine,
Bakarsan mehtapta ışıldayan
Galata Köprüsü'ne,
Sevdayı görürsün.
Yakılan sigaranın külleri gibi denize düşen
Milyonlarca umut görürsün.
Ey İstanbul!
Suçlu sensin sen!
Bu kadar güzel olmasaydın,
Bu kadar sevdalı bakmasaydın buğulu gözlerime,
Beni ve benim gibi bir sürü yarım aşıkları
Getirmeseydin galeyana,
Yanar mıydı bu kadar yürek
Söylesene!
Ama sen de aşıksın İstanbul...
Hem de herkesten
Daha çok aşıksın.
Geceleyin eteğine ışık veren
Mehtaba aşıksın.
Başından aşağı beyaz tüylerinden sevgi bırakan
Güvercine aşıksın.
Sana baktıkça sevdalanan,
Sevdalandıkça bakan
Milyonlarca göze aşıksın.
Ey İstanbul!
Biliyoruz da söylüyoruz sana...
Sen Sevdanın Başkentisin...
Fikstür çekildiğinden beri gitmek ,tek yarenimizi görebilmek için yanıp tutuştuğumuz bir deplasmandı Ankara. Kolay mı , bir sene ayrı kalmışım aşkımdan , dünyanın öbür ucunda olsa giderdim bu maça. Neyse tüm hazırlıkları tamamladık ve 6 arkadaş yola koyulduk. Gidiş trenle dönüşümüz allah kerim. Cuma sabahı saat 10:10 da Bostancı'dan bindik Başkent Ekspresi'ne çıktık yola. Trende tezahuratlarla Ankara topraklarına bastık. Eskilerin 2 puan için geldiği şu anadolu'nun kalbine , biz de 3 puan için gelmiştik. Stadın çevresinde havamızı bulduk. 1,5 liraya maç köftelerini mideye koyduktan sonra stad kapısına doğru akmaya başladık. Stadın çoğu her zaman ve her yerde olduğu gibi Galatasaray Taraftarı'nındı. Maçı anlatmayayım zaten herkes biliyor ne olduğunu , sinir kriziyle çıktık kapılardan. 23:30 trenine yetişmek için bastık deparı. Zamanında oradaydık ama bilet kalmamıştı. Otogara döndük. 2:15 de kalkan bir otobüs bulduk ve koyduk kafayı yattık. Otogardaki perişan hallerimiz görülmeye değerdi.
Uzun lafın kısası gittik sinirlendik geldik. Ancak her şeye rağmen güzel bir maceraydı. Ankaragücü ve Gençlerbirliği maçlarına da gideceğiz kararlıyız.
Sana göndermek istediğim onca şarkı var ki
Bütün sözlerde sen , bestelerde ben.
Sana söylemek istediğim onca söz var ki
Kelimelerde sen , harflerde ben.
Sana aşık olmak için o kadar çok sebep var ki
Gözlerinle sen , dudaklarında ben.
Yüreğimde yanan öyle bir yangın var ki
Ateşi sen çırası ben.
İçimde belli belirsiz şeyler var ki
Yarısı sen yarısı ben.
Aşkın öyle bir silahı var ki
Kurşunları sen , vurulanı ben...
Geceleri;
Duygusal olur bu adam
Gözlerini yaşlar sarar
Kalp ağrısı çeker..
Geceleri;
Yalnız olur bu adam
Çaresiz , kimsesiz
Bir başına kalır...
Geceleri;
Sevdalanır bu adam
Gecelere sevdalanır
Başlamadan biten
Sonsuz aşkları gelir aklına..
Geceleri;
Kendini kandırır bu adam
Aşık değilim der
Sevmiyorum der..
Oysa bilmez ki
Aşkıdır onu hüzünlendiren
Kavuşamamaktır
Gözüne yaşları serpen
Özlemektir
Dört duvar arasına götüren...
Sen bir ırmak olsan
Tuna olurdun...
Sessiz sakin akan , içinde gizli fırtınalar kopan...
Sen bir çiçek olsan
Kıpkırmızı bir gül olurdun...
Çiçeklerin en sadesi , en sevdalısı..
Sen bir kuş olsan
Yelkovan kuşu olurdun
Kuşların en güzeli...
Sen bir içki olsan
Vodka olurdun..
Adamı biranda çarpan..
Sen bir gezegen olsan
Güneş olurdun...
Çok uzaklardan insanı ısıtan...
Sen bir mevsim olsan
Bahar olurdun
Tabiatın şahlandığı zaman...
Ve.. Eğer Sen OLSAN
Sevdandan yanan bir yüreğe Merhem olurdun..
En büyük acıları onaran...
İnternet'te meşhur olan bu blog olayına biz de katılalım dedik.. Eşimiz dostumuz burda ağzımızdan iki satır laf duysun , dertli olduğumuzda içimizi dökelim dedik.. Umarım burası düşündüğüm gibi bir şey olur. Başlayalım devamı gelir... Saygılar ve sevgiler...