Bir yazı neden okunur? Okuyana bir şey katmayacaksa neden yazılır? Bu yazı son derece gereksizdir, o yüzden bu notu sondan başa çıkartıyorum. Bu yazı ne bir okuyucu olarak size, ne de yazının yazanı olan bana hiçbir şey katmadı, katamaz. O yüzden şimdi sessizce dağılalım.
---
İşte tam burada başlıkla alakalı bir yazımsı vardı, üstteki notu yazmamın sebebini oluşturan yazı. Ama bu yıl için yazmaya çalıştığım yazı gerçekten son derece boştu ve anlamsızdı. Yeni yıl için zaten yazılabilecek ne vardır ki? Yeni bir sayfa, yeni planlar, yeni düşünceler.. Oysa değişen sadece takvimdir. ( Burada klişelerden bahsederken klişe kullanmam ne kadar acı. Değişen sadece takvim Marienne, yüreğindeki sevgi hala seninle..) Neticede insan yedisinde ne ise yetmişinde de o değil mi, aynı tas aynı hamam yani.
Sözün özü, bu kalıplaşmış cümleleri bir yana bırakıp, yeni yılı kalıplaşmış bir istekler ve düşünceler silsilesine dönüştürmeyiniz efenim. Bir yeni yıla da "ulan geçen hafta ne yaptıysam yine böyle yapayım, ona git dediysem yeni yılda da gitsin" felsefesini benimseyin. Değişmesin bir şey, zaten değişmeyecek de , değişmemesini isteyin siz yine de.
Alın size alternatif yılbaşı yazısı, yeni yıl hakkında yazamadığım yazı hakkında yeni yıl yazısı... Keşke böyle olmasaydı ama oldu bir kere.
Her türlü beddua ve küfür için aşağıdaki yorum kısmını kullanın.
Okan'ın Pisliğine Yeşil'in Diktiği Tüy; GALA 3-3 Kasımpaşa
-
Dünya yıldızlarıyla, takımın en kötü oyununu oynadığı bir maçın
30.dakikasında 3-0'a getirdiği, 3-3, bitirdiğin, hatta 5 dakika daha olsa
kesin 3-4' yeni...
1 ay önce
0 yorum:
Yorum Gönder